Priori Incantatem Rpg
Hoşgeldin! Sen hala büyü dünyasına adımını atmadın mı? Ne tarafı seçersen seç, yandaşların burada... Irklar arasında savaş patlak vermek üzere... Vampirler büyücü kanı istiyor, kurtadamlar özgürlük.. Elfler barış elçisi, Veelaların ise hiçbir şey umurunda değil! Katıl bize! Asanı hazır tut, sürekli tetikte ol ve bize katılmayı unutma Smile

Not: Profesör ve Bakanlık Çalışanı Alımları Devam ediyor!
Priori Incantatem Rpg
Hoşgeldin! Sen hala büyü dünyasına adımını atmadın mı? Ne tarafı seçersen seç, yandaşların burada... Irklar arasında savaş patlak vermek üzere... Vampirler büyücü kanı istiyor, kurtadamlar özgürlük.. Elfler barış elçisi, Veelaların ise hiçbir şey umurunda değil! Katıl bize! Asanı hazır tut, sürekli tetikte ol ve bize katılmayı unutma Smile

Not: Profesör ve Bakanlık Çalışanı Alımları Devam ediyor!
Priori Incantatem Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Priori Incantatem Rpg


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Olağanüstü Toplantı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Belial Destantia
Elf | Admin | Oyun Kurucu
Elf | Admin | Oyun Kurucu



Yok
Mesaj Sayısı : 2584

Olağanüstü Toplantı Empty
MesajKonu: Olağanüstü Toplantı   Olağanüstü Toplantı Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 3:12 am

Olağanüstü Toplantı Megan-fox_icon11 Olağanüstü Toplantı Matt_Dallas_059_0 Olağanüstü Toplantı Asamandaseyfried2852503 Olağanüstü Toplantı 063 Olağanüstü Toplantı Th_robert-downey-jr-2-1 Olağanüstü Toplantı Amy-Adams-amy-adams-769847_100_100


Lyla Novacek & Aladalaverous Tigris & Crystal Prévela & Arthur Jeff Phorkys & Albus Trancer & Cora Bender


Hava: Soğuk, yağışlı
Zaman: Akşam
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Olağanüstü Toplantı Empty
MesajKonu: Geri: Olağanüstü Toplantı   Olağanüstü Toplantı Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 3:50 am

Uyanık mıydım, uyuyor muydum, ya da ne kadar zamandır bu haldeydim?
Muamma.

Gözlerimi açmaya çekiniyordum. Güneşi görmek, anlam veremediğim bir şekilde canımı yakıyordu. Ama yağmur sesini duymamla birlikte çekinmemin ne kadar gereksiz olduğu fark ettim ve yavaşça gözlerimi açtım. Hava çoktan kararmış gibiydi. Soğuk irkilmeme sebep oldu. Kendimi geceden kalma gibi hissediyordum üstelik bunun için hiçbir sebep yoktu. Aklıma kopuk bağlantılar, düşünceler. Anlamlandırmaya çalışıyordum. Uğraştım, beceremeyince vazgeçip bıraktım.

Kendime gelmemi sağlar umuduyla ayağa kalktım ve odamda yürümeye başladım. Gözüme bir mektup takıldı. Emin olmak için tekrar bakmam gerekti. Evet, bu bir mektuptu. Üzerinde Lyla Novacek imzası taşıyan bir mektup. Şaşkınlığımı atlatır atlatmaz mektubu açtım ve okumaya başladım fakat bu şaşkınlığımın bitmesi yerine artmasına sebep oldu. Yoldaşlığın toplanacağından bahsediyordu. Bahsedilen tarihin tam da içinde bulunduğum saat olduğunu anlamam biraz zaman almıştı. Hala kendime gelememiştim.

Ani bir görü belirdi;
Bulanık yüzler, zaman zaman yükselen sesler. Gerilim tadı vardı, heyecan ve merak da, fazlasıyla.
Aklımdaki her şey gibi görülerim de paramparçaydı. Olacakları anlamam uzun sürmeyecekti nasılsa. Bir an önce gitmeliydim, çok daha önceden olmam gereken yere.

Adımlarım hızlıydı.
Yoldaşlığın toplantı alanına vardığımda yalnızdım. Belki de sandığım kadar geç kalmamış hatta erken gelmiştim. Evet, kesinlikle erken gelmiştim başka bir ihtimal üzerine düşünmek istemiyordum. Kendi kendime ihtimalleri düşündüğüm sırada bir ayak sesiyle irkildim. Ses arkamdan geliyor ve gittikçe yakınlaşıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Olağanüstü Toplantı Empty
MesajKonu: Geri: Olağanüstü Toplantı   Olağanüstü Toplantı Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 4:26 am

    Ürkütücü bir gündü... En azından başlangıçta. Kötü bir şeyler olduğunu hissedebilmeme karşın, ne olduğunu bilmiyordum. Londra'daki evimdeydim. Küçük bir göle bakan evimin, banyosundaydım. Aynanın üzerinden tarağımı alarak yavaşça ipeksi sarı saçlarımın üzerinde gezdirdim. Uzun kirpiklerimi belirginleştirdim. Dışarı çıkmak niyetinde olduğumdan, üzerimde siyah, askılı bir elbise vardı. Banyonun mermer zemininden kendimi izlerken düşünüyordum. Büyücü dünyası bu sefer başka dedikodularla çalkalanıyordu. Bunları dinlemek benim işime gelmezdi. Ben her gün Gelecek Postası'nı, başka büyücü ve muggle gazetelerini okur, haberlerimi sağlama alırdım. Bu yüzden, her an geleceğini bildiğim baykuşum Dean'in kanat çırpışlarını duymak için oldukça sessiz hareket ediyordum.

    Yavaşça banyodan çıktım. Salondan balkona açılan, iki taraflı şeffaf kapının önüne geldim. Zaman pek çok şeyi değiştirmişti, şimdi ne olacağını tahmin etmek güçtü. Yemyeşil bahçemi izlerken, kapının bir tarafını açıp kuşları dinlemeye başladım. Bu arada duyduğum tanıdık bir sesle, başımı havaya kaldırıp mavi bakışlarımı Dean'e diktim. Kum renkli baykuş, kocaman gözlerini kırparak, ağzında ve ayağında bir sürü gazete ve mektupla, biraz da yalpalayarak bana doğru geldi ve bir yere çarpmasını engellemek için onu havada yakalamak zorunda kaldım. Ağzındaki mektupları ve ayağındaki gazeteleri alıp, omzumda onunla salona geçtim. Koyu mavi renkli rahat koltuğuma oturarak, mektuplara göz gezdirdim. Biri bir öğrenciydi, biri arkadaşımdan... Öbürü ise Yoldaşlık'tan geliyordu. Diğerlerini pas geçerek mektubu açtım ve gözlerimi hemen, duvar saatine diktim. Bir saatim vardı. Baykuşum Dean, gelirken oldukça yavaş hareket etmiş olmalı.

    Evi yarım saatte toparladıktan sonra, görüntüme çeki düzen verip cisimlendim. Oraya vardığımda buluşma saatine on beş dakikam vardı. İçeride ise sadece, Aladalaveraous'u görebildim. Masanın karşı tarafına oturarak, gözlerimi kapıya çevirdiğimde Arthur gelmişti bile.

    " Merhaba Tigris, hoşgeldin Arthur. Toplanma nedenimizi bilen var mı? "

    Fikrim olduğu açıktı ancak bunu düşünmeye bile korktuğum söylenebilirdi. Endişeyle dudaklarımı ıslattım ve bakışlarımı Arthur'a çevirdim tekrar. Yüzündeki ifadeyi okumam mümkün değildi...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Olağanüstü Toplantı Empty
MesajKonu: Geri: Olağanüstü Toplantı   Olağanüstü Toplantı Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 6:40 pm

Ürkütücü bir hava vardı dışarıda. Akşam olmasının yanında hava çok soğuk ve ruhlar yağıyormuşcasına yağmur yağıyordu. Aşağıdaki odadan bir gürültü gelmişti. Asamı alıp aşağıya indim zarif bir bilek hereketiyle Lumos dedim. Görübileceğim kadar aydınlanmıştı ortalık. Sesler büyük salondan geliyordu. O tarafa doğru yöneldim. Ani bir hareketle kapıyı açtım. İçeride sadece ters dönmüş ve yalpalanmış bir baykuş vardı. Bu Percy'di. Bu benim şapşal baykuşumdu. Küçük pençeleri arasında bir mektup tutuyordu. Yoldaşlıktan gelmişti. Zarfı açtığımda bu gece çok önemli bir toplantı yapılacağı yazıyordu. Hazırlanmam gerekiyordu yoksa toplantıya geç kalıcaktım. Ama fazla vakitde yoktu hazırlanıp tam dışarı çıkacakken asamı içerde bıraktığımı anlayıp yeniden dönüp asamı bıraktığım komidinin üzerinden aldım. Hayır ışınlanmıyacaktım evet büyücüyüm ama midemi bulandırıyordu. Ama bunu yapmassam da toplantıya geç kalıcaktım. Öyle içimden geçirmişim ki asamdan birışık huzmesiyle kendimi yoldaşlığın bulunduğu caddenin başında buldum. Hızlı adımlarla kapıya yöneldim içeri.

İçeri girdiğimde içerde sadece Tigris ve Crystal vardı. Sanırsam Crystal benden önce bir kaç dakika önce gelmiti.



" Merhaba Tigris, hoşgeldin Arthur. Toplanma nedenimizi bilen var mı? " dedi. Crystal. Çok muazzam bir yüzle "Sizlerede merhaba arkadaşlar... Hayır içeriğini bilmiyorum ama çok önemli bir şey olmalı bu kadar çabuk ve acele çağrıldığımıza göre..." ve o anda içeri Albus girdi bay Sihir bakanı asistanı.....


Renk Kodum:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Olağanüstü Toplantı Empty
MesajKonu: Geri: Olağanüstü Toplantı   Olağanüstü Toplantı Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 8:07 pm

İçeriden çok hoş yemek kokuları geliyordu. Genelde sihirle hazırlanmış yarım yamalak sandviçler yiyen Albus pek alışık değildi buna, eski Sihir Bakan'ının son hediyesiydi bu ufaklık. Muggle dünyasında ki bir robottan esinlenerek ona 'Asimo' diye sesleniyordu. Bu ismin muggle kökenli olduğunu bir öğrense ölürdü vicdan azabından minik ev cini. İçeriye girdiğinde gördüğü masa muhteşemdi. Hogwarts'ın yıl başlangıcı şölenlerinden başka pek böyle bir masa gördüğünü hatırlamıyordu.

"Sofra hazır efendi. Tam istediğin gibi. Başka bir emriniz var mı?"

Yerlere kadar eğilerek selamını verdi. Akıl almaz sihirsel yeteneklerine rağmen hala cadı ve sihirbazlara sarsılmaz sadakatlerine hiç anlam veremiyordu Albus. Ancak bu ev cini Albus'un yalnız hayatına fazlasıyla renk getirmişti o kesin. Çok yalnız olduğunu da fark etmesini sağlamıştı o daha ayrı bir konu başlığıydı tabi.

"Emir değil ama rica Asimo. Kenarda bir yerde yatacağına boş bir oda seç lütfen kendine. Hatta istediğin eşyaları da alabilirsin. Sana hediye almayı çok isterim ama beni terk etmek zorunda kalmandan korkuyorum."

Beklediği üzere göz yaşlarıyla kayboldu ortalıktan. Albus'da aceleyle sofraya oturdu. Akşam Olağanüstü Toplantı için mesaj almıştı Lyla'dan, ki bu fazlasıyla iyi haberdi. Danışacağı şeylerin sayısı artmıştı. Mektubu ceketinin iç cebine koydu. Bugün standart takım elbise takıntısı yerine gömleğinin üstüne bir kazak giymişti. Üstüne kendi tasarladığı bir ceketi giydi. Hoş gelmişti gözüne. Ceketinin sağ kol düğmeleri kısmının içine asası için gizli bir bölme bile yaptırmıştı. Pek sevgili asasını oraya yerleştirdi. Kalktı buluşma yerine gitmek için uçuç tozunu kullanıcaktı. Şöminenin önüne geldi. Tozu havaya attı ve net bir şekilde fısıldadı. "Grimmauld Place 12 (Londra)"

Oraya vardığında üstü biraz toz olmuştu asasının bir darbesiyle temizledi ve içeriye girdi. Lyla ve Cora dışında herkes vardı. Albus bu kadar kalabalığı beklemiyordu. Simaların hepsi Hogwarts'dan tanıdık insanlardı ama gizli bir toplantı için bu kadar kalabalığa anlam veremedi. Girdiği esnada Yeni KSKS Hocası Arthur Jeff Phorkys konuşuyordu ama cümlesini tamamlamadı. Albus devam etti.

"Bu kadar çabuk ve acele çağrıldığımıza göre e bu kadar da kalabalık olduğumuza göre çokta önemli değildir belki, belki de bişeyleri kutluyoruzdur değil mi?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Belial Destantia
Elf | Admin | Oyun Kurucu
Elf | Admin | Oyun Kurucu



Yok
Mesaj Sayısı : 2584

Olağanüstü Toplantı Empty
MesajKonu: Geri: Olağanüstü Toplantı   Olağanüstü Toplantı Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 9:48 pm

Kendimi müthiş yorgun hissediyordum. Dün gece uzun süre Jonathan Günlükleri'yle uğraşmıştım, bir kopyasını da Cora'ya yollamıştım ki hazırlıklı gelsin. Cora, Bakanlık'taki birkaç işinden dolayı gecikecekti, yeni çıkan kanunlarla ilgili birkaç sorun yaşayandan biriydi. Yavaşça saçlarımı geriye attım ama hızlıca üstümdeki örtüyü çekince önce Black korkup tısladı, hızlı adımlarla odadan çıktı, sonra Jonathan'ın günlüğü yere düştü.

Günlüğü söylenerek yerden aldım, önce etrafı biraz toparladım, sonra da Black'e mamasını verdim, neyse ki sabahki atışmamızı çabucak unuttu. Üzerimi giyinip, eşyaları da yanıma aldıktan sonra dışarı çıktım, biraz yürümek istiyordum.

Yürürken Elizabeth Marie ile karşılaştım ve beni bir şeyler içmek için davet etti, büyük ihtimalle yine büyük haberler peşindeydi ama hiç onunla uğraşacak havamda değildim ve bir randevum olduğunu söyleyerek uzaklaşıyordum ki gözlerinde parlayan ışığı gördüğümde bunun büyük bir hata olduğunu anladım.

Elizabeth ile küçük bir yere oturduk, hemen tüy kalemi ile kağıtlarına davrandığını görebiliyordum. Düz bir sesle açıklamaya başladım: "Bakanlığa gidiyorum, bildiğin gibi artık orada yarı zamanlı görevim var. Yetimhanelerde kalan küçük büyücü ve cadılara burada iyi bir imkan sağlamak için yeni bir kuruluş için imza topluyor. Hazır kalemin de yanındayken bir imza da sen atabilir misin?" Elizabeth'in yüzü düştü ve kendi toparlayarak ve anlayamadığım bir şey mırıldanarak uzattığım parşömeni özenle imzaladı, kendisine özel pembe tüy kalemiyle imzası diğer imzalardan hemen ayırt edilebiliyordu. Saatime baktım, şimdiden 10 dakika gecikmiştim ve bir 10 dakika daha yürümem gerekiyordu.

"Elizabeth, alınmazsan eğer, kalkmam gerekiyor. Bu etkinlik için. Anlıyorsun ya." Elizabeth cevap vermeye yeltenirken, hesabı ödedim; hızlıca kafeden çıktım ve biraz daha dolaşarak Yoldaşlık'ın önüne geldim. Sihirli sözcükleri söyleyerek ortaya çıkmasını bekledim ve hemen içeri girdim. Cora hariç herkes gelmişti. Cora nasılsa meseleyi bildiği için hızlıca özet geçmek istedim:

"Hoş geldiniz, biraz geciktim, Elizabeth'e yakalandım da." gözlerimi devirdim, herkes Elizabeth'in nasıl olduğunu bilirdi. Elimdeki küçük cadı ve büyücüler için olan imza listesini önce uzattım ve Elizabeth'e yaptığım açıklamaların aynısını onlara da yaptım. Ben konuşurken listenin aralarında dolaşması için liteyi onlara uzattım.

"Öncelikle temel bir problemimiz var. Bu da ırk ayaklanmaları. Nevesin Nehri'ni hepinizin duymuş olduğunu umuyorum, Cora tarihi hakkında da biraz araştırma yapıp gelecekti, az sonra burada olur. O tarihini anlatmadan ben bilgi vereyim. Efsanelere göre sihrin geldiği yer burası, birçok ırkın da değişim gücünün bu sihrin transformasyonu olduğu düşünülüyor. Fakat ırkların yeni bir amacı da büyücüler gibi bu sihri ele geçirmek ve büyücülerden üstün olup, onları yok etmek."

Bu bilgiyi hazmetmeleri için biraz bekledim.

"Bizim yapmamız gereken ise her zamanki gibi, bu nehri onlardan önce bulmak."

İmza listesi tekrar bana ulaştığında onu kenara koydum ve saçlarıyla sırılsıklam olmuş Cora kapıdan paldır küldür içeri girdi.

"Bundan sonrası da Cora'nın." diyerek yerimi ona bıraktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Olağanüstü Toplantı Empty
MesajKonu: Geri: Olağanüstü Toplantı   Olağanüstü Toplantı Icon_minitimePtsi Tem. 23, 2012 7:10 pm

"Hadi ama Kev, biliyorsun zor durumda olmasam bu kadar ısrar etmezdim. Lütfen kırma beni. Üç ay boyunca haftada bir kez mitoloji dersine gireceksin sadece," dedim hızlıca, itiraz etmesine fırsat bırakmak istemiyordum, çünkü Kevin'a ihtiyacım vardı, en azından gerçek mitoloji profesörü gelene kadar. "Cora anla beni, seçim arifesindeyiz, Bakanlık çok karışık, işimi bırakıp gelemem," diye mırıldandı isteksizce, beni geri çevirmek istemiyordu anlaşılan. "Peki o zaman, ben Albus ile konuşuyorum, o haftada 2 saatliğine senin yerini tutacak birini ayarlıyor," dedim ısrarcı ses tonumu sürdürerek, Kevin ağzını açacak gibi oldu ama "Hayır hayır, itiraz kabul etmiyorum, Perşembe günü kuledeki odama bekliyorum," diyerek susturdum ve nefes almadan ekledim "Biraz erken gelirsen bir şeyler içip eski günleri yad ederiz." 70 yaşındaki bir cadı gibi konuştuğum için Kevin'ın yüzünde bir tebessüm belirdi.

Kevin'a veda ettikten sonra eşyalarımı toplayıp hızla çıktım odadan, Lyla'ya toplantıya biraz geç kalacağımı söylemiştim, fakat saate baktığımda 'biraz' kelimesinin yetersiz kaldığını farkettim ve aceleyle Bakanlık'tan çıktım. Yağmur yağıyordu, ıslanmamak için koşmaya başladım. Beş dakikalık bir koşunun ardından bir cadı olduğumu ve istediğim yere cisimlenebileceğimi hatırlayıp aniden durdum. Islanmış yanaklarım bu şapşallığıma tepki olarak kızardı. Kendimden utanarak daha fazla vakit kaybetmedim ve hızla Yoldaşlık'a cisimlendim, aynı hızla konuşma seslerinin geldiği mutfağa yürüdüm, tam içeri girdiğim sırada benden bekleneceği üzere ayağım takıldı ve elimde tuttuğum Jonathan'ın günlüğü ile bir kaç parşömeni yere düşürdüm. "Merlin'in saç tokası," diye mırıldanarak yerdekileri topladım ve bakışlarımı beni izleyen Yoldaşlık üyelerine çevirdim.

Yanaklarımın kızarıklığının yüzümü kapladığını hissedebiliyordum. O sırada Lyla ile göz göze geldim ve beklenti dolu tebessümü beni kendime getirdi, boğazımı temizledim ve "Hemen konuya giriyorum," diye başladım konuşmama, "Olayın başlangıcı bir muggle grubu, sihir dünyasından haberdar bir grup. Sihir gücüne sahip olmanın bir yolunu arıyorlar ve ne yazık ki buldular, fakat buldukları şeyin baş edemeycekleri türden bir güç olduğunun farkında değiller." Odadaki herkesin yüzünde kafalarının karıştığını gösteren bir ifade belirdi. "Şöyle anlatayım, hepimiz efsanede Gölün Hanımı ile Merlin arasında olanları biliyoruz. Gölün Hanımı Viviane, Merlin'i güzelliği ile etkiler ve onu tuzağa düşürüp hapseder. Sihir gücüne sahip olmak isteyen muggle grubu bu efsaneden yola çıkmışlar, kendilerine 'Gölün Efendileri' diyorlar ve bir gölün peşindeler. Onlara göre efsanenin doğru versiyonunda Merlin ve Viviane birbirlerine aşıklar ve Merlin öldüğünde Viviane onsuz yaşayamayacağını anlayıp Merlin'in ruhunu Avalon Gölü'ne hapsediyor. Gölün Efendileri bu gölü arıyorlar, Merlin'in ruhunun, dolayısıyla sihir güçlerinin hala göle bağlı olduğunu düşünüyorlar ve bu sihir gücünü kullanabilecekleri kanısındalar. Onlarla para için işbirliği yapan bir kaç büyücü var, biraz galleon sayesinde bu bilgileri onlardan almam fazla zor olmadı," dedim, derin bir nefes aldım ve o sırada odanın anlattıklarıma verdiği tepkiyi ölçtüm, şaşkınlardı fakat akıllarına bir şey takılmış gibiydi, mantıksız gelen bir şey vardı.

"Bilmedikleri bir şey var, şu an bu odadaki herkesin aklına takılan şeyin bu olduğuna eminim. Efsanenin bu versiyonu doğru olsa bile, ne kadar güçlü büyücüler olursak olalım, ruhlarımız mugglelarınki gibi sihirden yoksundur, beden yok olursa sihir güçleri de yok olur. Dolayısıyla böyle bir gölün olma ihtimali yok," dediğim an yüz ifadeleri normale döndü. "Evet ben de başta böyle düşünmüştüm fakat var. Hatta şu an o gölü bulmaya çok yaklaştılar. Bu gölün sihir gücüne sahip olmasına bir anlam veremiyordum, ta ki Lyla bana Jonathan'ın günlüğünü getirene kadar," dedim ve masanın kenarında duran günlüğü alıp içinden gölün bir çizimini çıkardım. Büyük ihtimalle Jonathan çizmişti bunu, çizimin bulunduğu parşömeni herkesin görebileceği şekilde masanın ortasına koydum. "Günlüğü okuduğum an tüm parçalar yerine oturdu. Avalon Gölü sandıkları bu göl aslında Nevesin nehrinin oluşturduğu bir göldü. Efsaneler sihrin kaynağının Nevesin nehri olduğunu söylüyor. Anlatılana göre ilk büyücüler sihir gücüne sahip olabilmek için kendilerini bir ritüel ile bu göle kurban olarak veriyorlar, bu ritüel bir ay boyunca gölün içinde yaşama gibi aşamalar içeriyor. Nehrin nasıl oluştuğuyla ilgili bir çok görüş var ve açıkçası şu an bu açıklamaların bize pek bir yararı yok" diye devam ettim.

Konuşma sırasında ayakta durduğum ve konuşurken nefessiz kaldığım için yorulmuştum, bir sandalye çekip oturdum. "Gölün Efendileri kendilerini gizli bir grup sanıyor fakat Karanlık taraf onlardan haberdar ve aranılan bu gölün Merlin ile bir alakası olmadığının farkına varmışlardır diye tahmin ediyorum. Muggleların o gölü bulması bile son derece tehlikeliyken Karanlık tarafın bu gücü ele geçirmesi bir felakete yol açacaktır, bu kabul edilemez," diyerek sonlandırdım konuşmamı, son 3 hafta içinde öğrendiğim her şeyi anlatmıştım, unuttuğum bir şey olup olmadığını kontrol ettim kafamda ve olmadığından emin olunca, "Evet, söyleyeceklerim bu kadar," dedim rahatlamış bir şekilde, bildiğim bu rahatsız edici bilgileri birileriyle paylaşmak az da olsa içimdeki tedirginliği hafifletmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Olağanüstü Toplantı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Priori Incantatem Rpg :: Düello Sahası ve Karargâhlar :: Grimmauld Place 12 (Londra)-
Buraya geçin: